Gözlerim bir an için, sarışın ve gizemli Yeliz’in kusursuz vücudu üzerinde takıldı. Onun bembeyaz teni, hafifçe kıvrılan beli ve incecik bilekleri herkesin arzuladığı bir tabloydu. Yeliz masanın kenarına yaslanmış, bacakları arasında oynamakta olan parmaklarıyla gizlice oynuyordu. Onun bakışlarındaki masumiyet, amaçladığım oyunun temelini oluşturuyordu. Kasım odadan geçerken, ona sessizce göz kırpıp yerini aldı. Cemile’nin gözleri kasabanın en ateşli kadınının üzerine kaydığında, gülümsemesi anında yerini kurnaz bir ifadeye bıraktı. Benim gözlerim ise Yeliz’in yavaşça dudaklarını ısırışını yakaladı. Tüm odayı etkileyen elektriklenme, içimde de yankılandı. Masanın etrafında toplananların sohbeti, gittikçe cüretkar hale geliyordu. Aniden ayağa kalktım ve sessizliği sağladım. Herkes merakla bana döndü. “Sevgili dostlar,” dedim, “bugün burada sıradan bir akşam yemeği yemek için toplanmadık. Buradayız çünkü hepimizin arzularını tatmin etmek için bir araya geldiğini biliyoruz.” Cemile’nin gözleri parladı, Erkan ise kaşlarını çattı. Ancak, masadaki diğerleri merakla bekliyordu. “Bu gece,” dedim, “sadece bedenlerimizi değil, arzularımızı da açığa çıkaracağız. Sınırları zorlayacağız ve yasak meyveleri tadacağız.”
Yorum